SGK İdari Para Cezalarında Zaman Aşımı Nasıl Belirlenir?
Sosyal güvenlik sistemimizde idari para cezaları önemli bir yere sahip. İdari para cezalarının hesaplanmasında kıstas alınan hususlar, idari para cezalarından kurtulma yolları ve dava süreci en fazla merak edilen konular arasında yer alıyor. İdari para cezaları ile ilgili önemli hususlardan birisi de zamanaşımı ile ilgili. Bugünkü yazımızda SGK idari para cezalarının tarh ve tahsil zamanaşımına değineceğiz.
Tarh Zamanaşımında Fiilin İşlendiği Tarih
İdari para cezasına konu fiil, ilgili kanunlar ile verilen yükümlülük yerine getirilmediği zaman işlenmiş sayıldığından yükümlülüklerini yerine getirmeyenler, idari para cezasına konu fiili, yükümlüklerini yerine getirmeleri gereken sürenin son günü itibariyle işlemiş sayılmaktadır. Bu sebeple de idari para cezasına konu olan fiilin işlendiği tarihin tespiti çok önemli. Nitekim, idari para cezalarının tarh zamanaşımı süreleri, fiilin işlendiği tarihte geçerli olan kanun hükümlerine göre aşağıda belirtildiği şekilde hesaplanır.
Tarh Zamanaşımında Belgelerin Verilme Şekli Önemli mi?
İdari para cezalarının tarh zamanaşımına girip girmediği hususunun tespiti sırasında, idari para cezasına konu fiilin işverenlerce kendiliğinden verilen belge veya bildirgelere istinaden ya da mahkeme kararına/denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan tespitlere/bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelere istinaden uygulandığı üzerinde durulmaz.
Tarh Zamanaşımında Farklı Süreler Var…
İdari para cezalarında tarh zamanaşımının hesaplanmasında fiilin işlendiği tarihe göre farklı süreler söz konusu. Buna göre;
1) 30/9/2008 tarihi ve öncesinde işlenmiş olan fiiller dolayısıyla uygulanacak olan idari para cezalarının tahakkukunda dikkate alınacak zamanaşımı süreleri;
- a) 9/7/1987 ila 11/5/1993 tarihleri arasında işlenen fiillerden dolayı, bu tarihlerde konuyu düzenleyen herhangi bir yasal yasal düzenlemenin bulunmaması nedeniyle çeşitli yargı kararları uyarınca; beş yıl,
- b) 12/5/1993 ila 5/8/2003 tarihleri arasında işlenen fiillerden dolayı, 3910 sayılı Kanun uyarınca; on yıl,
- c) 6/8/2003 - 30/9/2008 tarihleri arasında işlenen fillerden dolayı, 4958 sayılı Kanun uyarınca; beş yıl,
olduğundan 30/9/2008 veya önceki bir tarihte işlenen fiiller bakımından idari para cezasına konu fiillerin tarh zamanaşımı sürelerinin dolmuş olması nedeniyle, bu tarih öncesi işlenen fiiller dolayısıyla idari para cezası uygulanması söz konusu değildir.
2) 1/10/2008 veya sonraki bir tarihte işlenen fiiller yönünden tarh zamanaşımı süresi: 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin yedinci fıkrasında, “İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, 5510 sayılı Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında uygulanacak olan idari para cezalarının, en geç fiilin işlendiği tarihten itibaren on yıl içinde tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Tahsil Zamanaşımı Süresi Nasıl Belirlenir?
İdari para cezalarının tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi, belgenin, işverenlerce kendiliğinden verilip verilmediği veya mahkeme kararlarına/denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan tespitlere/kamu kurum ve kuruluşlarından alınan yazılara istinaden işverenlerce veya SGK tarafından re’sen düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın, tebliğ edilen idari para cezasının yasal ödeme süresinin son gününde geçerli olan kanun hükümlerine göre tespit edilir.
Buna göre, idari para cezalarının ödeme süresinin sona erdiği tarihin,
- 7/12/1993 veya önceki bir tarihe rastlaması halinde, tahsil zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme vadesinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,
- 8/12/1993 ila 5/7/2004 tarihleri arasına rastlaması halinde, tahsil zamanaşımı süresi 6183 sayılı Kanun hükümlerine istinaden, ödeme vadesinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl,
- 6/7/2004 ila 30/9/2008 tarihleri arasına rastlaması halinde, tahsil zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme vadesinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,
- Yasal ödeme süresinin son günü 1/10/2008 veya sonraki bir tarihe rastlayan idari para cezalarının tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi, 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir.” hükmüne istinaden, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren on yıl,
olarak dikkate alınacaktır.
Tahsil Zamanaşımı Süresi Baştan Başlayabilir
6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde, zamanaşımının hangi hallerde kesileceği ve tekrar baştan başlayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla aşağıda sayacağımız işlemlerden en az birinin gerçekleşmesi durumunda, zamanaşımının kesilmesinde geçmiş olan süre ortadan kalkar ve kesilmenin rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlar.
- a) Ödeme
- b) Haciz uygulanması
- c) Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan tahsilat
- d) Ödeme emri tebliği
- e) Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi
- f) Yukarıda gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması
- g) İhtilaflı amme alacaklarında yargı organlarınca bozma kararı verilmesi
- h) Alacağın teminata bağlanması
ı) Yargı organlarınca yürütmenin durdurulması kararı verilmesi
- j) İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresince, borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile başvurulması
- k) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması
Bu durumda, zamanaşımının;
- 6183 sayılı Kanuna göre tayin edilmiş olduğu durumlarda yeni zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl olarak,
-Mülga 818 sayılı Borçlar Kanuna göre tayin edilmiş olduğu durumlarda yeni zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl olarak,
yeniden başlatılacaktır.
5510 sayılı Kanun döneminde gerçekleşen fiillere ilişkin olarak zamanaşımının kesilmesi hükümlerinin uygulanması durumunda ise 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesi hükmü uyarınca zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren 10 yıl olarak zamanaşımı uygulanacaktır.
Tahsil Zamanaşımı Hangi Durumlarda İşlemez
Zamanaşımının işlememesi halini düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi hükmü uyarınca;
- Borçlunun yabancı bir memlekette bulunması,
- Hileli iflas etmesi,
- Terekesinin tasfiye edilmesi
gibi hakkında icra takibi yapılmasına imkan bulunmayan hallerde, tahsil zamanaşımı işlemez. Sıralanan sebepler ortadan kalktıktan sonra, duran zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Ayrıca, idari para cezası borçlarının 5510 sayılı Kanunun 91 inci maddesine istinaden afet ve diğer mücbir sebep hâllerinde ertelenmesine karar verilmesi halinde, borçlu hakkında takip yapılamayacağından dolayı, bu süreler içinde de zamanaşımı işlemez.
Zamanaşımı süresinin kesilmesi halinde, süre yeniden tayin edilmekte; buna karşın, zamanaşımı süresinin durması ya da prim borcunun ertelenmesi halinde yeni bir süre tayin edilmeyip, zamanaşımı süresinin durduğu tarih ile işlemeye devam ettiği tarih arasındaki süre, zamanaşımı süresinin hesaplanmasında dikkate alınmamaktadır.