Transit Ticaretin Yeni Adresi: İstanbul Finans Merkezi

Transit Ticaretin Yeni Adresi: İstanbul Finans Merkezi

TBMM’ye 20/10/2022 tarihinde sunulan Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile kurumların transit ticaret faaliyetlerinden elde ettikleri kazançların yarısının belirli şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna edilmesine yönelik düzenleme yer alıyor.

 

Transit Ticaret Nedir?

 

Gümrük Kanununun 84. Maddesinde transit rejimin, İthalat vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi olmayan serbest dolaşıma girmemiş, İhracatla ilgili gümrük işlemleri tamamlanmış, eşyanın, gümrük gözetimi altında TG. Bölgesi içindeki bir noktadan diğerine taşınmasına uygulanacağı belirtilmiştir.

 

İhracat Yönetmeliğinin 7-n fıkrasında ise transit ticaret, “yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmadan ya da antrepodan satın alınan malın, ülkemiz üzerinden transit olarak veya doğrudan doğruya yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmaya ya da antrepoya satılması” şeklinde tanımlanmıştır.

 

Transit Ticarette Yükselen İvme

 

Ticaretin serbestleşmesi anlamında on yıllardır yapılan uluslararası sözleşmeler ve taraf ülkeleri bağlayan anlaşmalara rağmen son yıllarda ülkeler arasında yaşanan gerilimlerde ticari yaptırımlar ilk başvurulan yöntem olarak öne çıkmaya başladı. Ancak uluslararası ticaretin tarafları tedarik zincirindeki yerlerini kaybetmemek için yeni yöntemler geliştirerek pazar paylarını korumanın arayışı içindeler.

 

Bu noktada transit ticaret bir opsiyon olarak öne çıkmış durumda. Türkiye’nin komşu ülkelerinde son yıllarda yaşanan siyasi istikrarsızlıklar bu anlamda adeta bir operasyon merkezi haline getirdi. Öyle ki 2022’nin ikinci yarısından itibaren gümrük antrepolarında yurtiçi tedarikler için dahi yer bulamama sıkıntısı ciddi anlamda baş göstermeye başlamış durumda.

 

Kısaca özetlenmeye çalışılan bu süreç; istatiksel olarak da yasa koyucunun da dikkatini çekmiş olacak ki, transit ticaretin istenilen kurallar çerçevesinde yapılması halinde yeni teşvik ve avantajlar Meclis gündemine getirildi. Yazımızın devamında transit ticaretin vergi rejimindeki mevcut durumunu ve yeni düzenlemeyle sağlanması hedeflenen istisna müessesini aydınlatmaya çalışacağız

 

Transit Ticarette Vergileme

 

Gümrük mevzuatı açısından Türkiye Gümrük Bölgelerinden geçmeyen transit ticarete konu eşya üzerinden gümrük vergi alınmamakla birlikte, Türkiye’de mukim gerçek ve tüzel kişiler tarafından transit ticaret yoluyla kazanç elde edilmesi durumunda bu kazancın vergilemeye tabi olacağı tabiidir.

 

KDV açısından ise, mal teslimleri bakımından teslim anında malın Türkiye'de olması, hizmet şeklinde işlemler bakımından ise hizmetin yurt içinde cereyan etmesi şartları sağlanırsa bu işlemler KDV’nin konusuna girmektedir. Bu bakımdan her ne kadar transit ticarete konu mallar şirketin mal varlığına girip çıksa ve satış fatura ile belgelendirilse dahi, bu mallar millileştirilmeksizin satışa konu olduğu için KDV'nin konusuna girmez ve KDV beyannamesinde hiçbir şekilde gösterilmezler.

 

Transit ticaretin yapılması bakımından yüklenilen KDV’lerin indirim ve iadeye konu olmamasının ayrı bir teknik yönü olması dolayısıyla bu yazıda değinilmeyecektir.

 

Yeni Kanunda Öngörülen Düzenlemeler

 

Kanunun transit ticareti ilgilendiren 19. Maddesine gerekçesine bakıldığında ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğin geliştirilmesi, ekonomik büyümeye katkı sağlanması, ülkemize döviz girdisi sağlamak suretiyle ekonomik istikrarın korunması ve istihdam imkânlarının artırılması amacıyla yeni bir teşvik unsuru ihdas edildiği anlaşılmaktadır.

 

Ayrıca Geçici Madde ile düzenlenmek yerine Kurumlar Vergisinin ‘Diğer İndirimler’ başlıklı 10. Maddesinde yer verilmiş olmasından, teşvikin sürekli bir mekanizma olarak tasarlandığı söylenebilir.

 

Transit ticaretin teşviki ile ilgili mal alım satımına aracılık etmek dolayısıyla elde edilen kazancın %50’sinin matrahtan indirime konu olması için istenilen şartlar aşağıda sıralanmıştır.

 

  1. Kurumların faaliyetlerini 22/6/2022 tarihli ve 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu hükümlerine göre katılımcı belgesi alarak İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde yürütmesi ön koşul olarak belirtiliyor. Burada salt olarak transit ticaret faaliyetinde bulunulması kadar, faaliyetin İstanbul Finans Merkezinde yürütülmesinin de ana unsur olarak düzenlendiği söylenebilir.

 

  1. İkinci şart olarak bu faaliyetlerden elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi beyan tarihine kadar Türkiye’ye getirilmiş olması isteniyor. Bu konunun, Kanunun yasalaşması akabinde yayımlanacak tebliğde tereddüte mahal bırakmayacak netlikte düzenlenmesi temennisindeyiz. Aksi halde kurumların sürekli tedarik ve satış yaptığı firmalar ile cari hareketlerinden kazanca isabet eden ne kadarlık bir tutarın Türkiye’ye transfer edilmesi veya sene boyunca tahsil edilen tutarların ne kadarlık kısmının bu kazançlara isabet ettiği ile ilgili kurumlar ciddi kafa karışıklıkları yaşayacaktır.

 

  1. Son olarak alıcı ve satıcının Türkiye’de olmaması şartı aranmaktadır. Daha açığı, her ne kadar mallar TC Gümrük Bölgesi dışındaki bir ülkeden başka bir ülkeye gidecek olsa dahi Türkiye’de mukim bir firma ile fatura verilmesi veya alınması halinde indirim mekanizmasından faydalanmak mümkün olmayacaktır.

 

İlk paragrafta belirtilen %50 indirim oranının doğrudan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle %0’a indirilmesi veya %100’e artırılması ile ilgili olarak yetki tanındığını da ayrıca ifade etmek gerekir.

 

Bu ay içerisinde yasalaşması beklenen teklifin ardından yayımlanacak Tebliğin, uygulamanın yeni olması dolayısıyla özelge/yargı kararlarında henüz bir düzenleme yapılmamış olması bakımından, uygulayıcılar tarafından iyi okunmasında fayda olacağı kanaatindeyiz.