Türkiye'de Derecelendirme (Rating) ve CDC Primleri Arasındaki İlişkiler
Derecelendirme, finansal piyasalardan kaynak sağlama arayışındaki ülke, kurum ve şirketlerin borç anapara ve faiz ödemelerini zamanında ödeyip ödeyemeyeceğini göstermektedir. Derecelendirmeye kredi derecelendirme, kredi notu, (rating) reyting gibi isimler de verildiği gözlenmektedir. Derecelendirme notları tek başına yatırım tavsiyesi olarak dikkate alınmamalıdır ancak derecelendirme notları yatırımcılar için kredi kalitesi açısından bir değerlendirme sunmaktadır. Düşük bir derecelendirme notu borç alanın borcunu zamanında ödeyememe (temerrüt) riskinin yüksek olduğunu göstermektedir. Derecelendirmenin önemi borçlanıcının borçlanabilme yükü ve ödenecek faiz üzerine doğrudan etki etmesi açısından ortaya çıkmaktadır.
Derecelendirmeyi yapan derecelendirme kuruluşları ise global düzeyde faaliyette bulunmakta olup Standard & Poor’s, Moody’s, Fitch ve JCR piyasadaki önemli derecelendirme kuruluşu olup global olarak piyasanın neredeyse tamamına hakimdirler. Bu büyük derecelendirme kuruluşları yanında birçok küçük ve orta çapta derecelendirme kuruluşu da vardır. Derecelendirmeyi derecelendirme kuruluşlarında çalışan deneyimli uzmanlar yaparak piyasa katılımcıları açısından güvenli referans değerleri vermektedirler. Ancak zaman zaman Türkiye dahil olmak üzere başka ülkeler, derecelendirme notlarının gerçeği yansıtmadığı şeklindeki eleştiriler de söz konusu kuruluşlara yapılmaktadır. Derecelendirme notları A harfinden başlayıp D harfine doğru gitmektedir. Örneğin AAA en yüksek yatırım yapılabilir seviyeyi gösterirken DDD en düşük seviyeyi (temerrüt seviyesini) göstermektedir. Sırasıyla AA+ , AA, AA- , A+ , A- , BBB+ şeklinde devam eden notlar bulunmaktadır.
Derecelendirme notları ise derecelendirme firmalarının kendilerine özgü sistemleri şeklinde açıklanmaktadır. Örneğin Moody’s derecelendirme kuruluşunun Baa1 şeklinde verdiği not, S&P tarafından BBB+ şeklinde piyasaya sunulmaktadır. Standard % Poor’s kuruluşuna göre AAA ile BBB arasındaki notlar yatırım yapılabilir dereceler iken BB ve D arasındaki dereceler Spekülatif dereceler ile temerrüt derecelerini göstermektedir. (Söz konusu ayrım derecelendirmeyi yapan kuruluşa göre değişkenlik göstermektedir.)
Ülkemiz açısından bakıldığında bazı yıllarda Türkiye yatırım yapılabilir derecede iken bazı yıllarda ise Türkiye’ nin spekülatif derecede olduğu görülmüştür. Dolayısıyla ülkemizdeki ufak iyileşmeler dahi derecelendirme açısından büyük öneme sahiptir. Standard And Poor’s kuruluşunun Türkiye için 15 Aralık 2021 tarihli derecelendirme notları aşağıdaki gibidir:
STANDARD AND POOR'S* (15 ARALIK 2021)
Yabancı Para Kredi Notu B+/Negatif/B
Türk Parası Kredi Notu B+/Negatif/B
Ulusal Not trA+/trA-1
Kaynak (https://www.isbank.com.tr/bankamizi-taniyin/kredi-derecelendirme-notlari, Erişim Tarihi: 09.02.2022 )
Derecelendirme notlarının verilişi ekonomik/politik riskler, sektörle ilgili riskler, rekabet koşulları, şirketin yönetimi, karlılık durumları, sektörde bulunan diğer firmaların durumları dikkate alınarak yapılmaktadır. Her derecelendirme kuruluşu söz konusu başlıklara belirli bir ağırlıklandırma yaparak belirli bir not vermekte, söz konusu başlıklar toplandığında ise genel not görünümü ortaya çıkmaktadır. Ayrıca derecelendirme kuruluşları notları verirken çeşitli finansal tablo oranlarını da dikkate almaktadır. (Borçların geri ödenme oranı gibi) Yukarıda açıklandığı üzere derecelendirme kuruluşları sadece firmalara yönelik notlar vermemektedir. Devlete, menkul kıymetlere, bazı yatırım projelerine, bankalara derecelendirme hizmeti vermektedirler.
Kredi Temerrüt Swapları (Credit Default Swap) (CDC), alacaklının, borçlunun borcunu ödeyememesi/ödememesi riskinden kendisini korumak için başka bir deyişle alacağını garanti etmek üzere yaptırdığı sigorta işlemine benzemektedir. Borçlunun riski yükseldikçe, CDC puanları da yükseleceğinden, CDC puanlarının yükselmesi borçlunun riskinin arttığını göstermektedir. Kredi alacaklısı, CDC yaparak, kendisini ödenmeme (Default) riskinden koruyabilmektedir.
Türkiye’ nin CDC primleri son yıllarda 550-600 civarında seyretmektedir. Bu da şu anlama gelmektedir: Türkiye’nin 1.000,00 $ değerindeki bir tahvilini elinde bulunduran bir yatırımcı borcun ödenmeme riskine karşı (baz puan 550 olarak alındığında) % 5,5 oranında, yani 1.000 $ x % 5,5 = 55 $ risk primi ödemesi gerekmektedir.
Bu bakımdan derecelendirme notları ile CDC primleri büyük oranda birbirine benzemektedir. Bir şirketin/ devletin derecelendirme notları ne kadar düşükse CDC primi de o kadar yüksek olur. Ancak CDC primi ile derecelendirme arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. CDC primleri genellikle anlık yapılır ancak derecelendirme notları bir kez verildikten sonra derecelendirme notları izlemeye alınır ve ancak 3 ay, 6 ay, 12 ay gibi sürelerden sonra gerekli düzeltmeler varsa yapılır. Dolayısıyla derecelendirme işlemi belirli bir gecikmeden sonra piyasaya yansımaktadır. Bu nedenle CDC primleri derecelendirmeye göre daha duyarlı olup ufak değişimleri dahi dikkate almaktadır.