Tütün ve alkol ürünlerine ilişkin sessiz sedasız gelen bir vergi suçu!

Tütün ve alkol ürünlerine ilişkin sessiz sedasız gelen bir vergi suçu!

4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile tütün, tütün mamulleri ve alkol piyasasının düzenlenmesine, tütün, tütün mamulleri ve alkolün Türkiye’de üretimine, iç ve dış alım ile satımına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Ancak, söz konusu Kanunun konusunu teşkil eden tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler yoğun bir şekilde kaçakçılığa ve kayıt dışı üretime konu edilmektedir. Kaçakçılık ve kayıt dışı üretimin sonucu olan haksız rekabetin önlenerek tüm tarafların mali ve teknik mevzuata uygun davranmasının sağlanması, şeffaf ve eşitlikçi bir piyasa tesisi için elzemdir.

 

Söz konusu eşyaların kaçakçılığa konu edilmesi durumunda oluşan vergi kaybı ve haksız rekabet ortamı ülke ekonomisine zarar verirken, piyasaya arz edilen standart dışı ve kalitesiz ürünler, üretildiği koşullar ve içerdiği maddeler sebebiyle çevre ve toplum sağlığını tehdit etmektedir. Bu nedenle yasa dışı tütün, tütün mamulü ve alkollü içki ticareti ile mücadele faaliyetleri, üzerinde hassasiyetle durulması gereken konulardan birini teşkil etmektedir.

 

Her ne kadar 28/3/2013 tarihli ve 6455 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda gerçekleştirilen değişiklik ile kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler olması durumunda daha ağır cezalar öngörülmesi ve söz konusu maddelerde belirtilen kaçakçılık suçunu işleyenlerin hapis cezası ile cezalandırılması, kaçakçılık fiilleri ile mücadelede başarıya ulaşılmasını sağlasa da son dönemde ülkemizde, kaçakçılıkla mücadele kapsamında gerçekleştirilen denetimlerde ve yapılan operasyonlarda; yasa dışı yollarla yurt içinde üretilen makaron ile usulsüz bir şekilde piyasaya sürülen sarmalık kıyılmış tütün ve nargile tütünü gibi tütün mamullerinde ciddi artış olduğu bilinmektedir. Bahsi geçen sektörde değişen kaçakçılık trendi ve konjonktür ile usulsüzlükler sonucu ortaya çıkan vergi ziyaı, mücadele faaliyetlerinde yeni trende uygun şekilde güncellenmiş etkin bir denetim mekanizması tesisini ve yeni kaçakçılık yöntemlerini önlemeye yönelik caydırıcı yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini kaçınılmaz olmuştur.

 

VUK’un 359/d. Maddesi

 

7423 sayılı Kanunla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesine eklenen (d) fıkrası ile akaryakıtta yapılan düzenlemeye benzer bir şekilde, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile düzenlenen piyasalarda (örneğin; sigara ve makaron) Ürün İzleme Sistemine (ÜİS) usulsüz müdahalenin suç kapsamına alınarak kayıt dışı üretimin önlenmesi amaçlanmıştır.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetki verilip verilmediğine bakılmaksızın, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmasına zorunluluk getirilen özel etiket ve işaretlerle ürünlerin etiketlenmesi veya işaretlenmesi ve etiketlenen veya işaretlenen ürün bilgilerinin kurulan veri merkezine aktarılmasını sağlayan sisteme fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek Hazine ve Maliye Bakanlığına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyenler ile bunların gerçeğe aykırı şekilde iletilmesine sebebiyet verenlerin üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiştir.

 

İncelemeye Dahi Başlamadan Savcılığa Suç Duyurusu

 

7423 sayılı Kanunla VUK’un 359. maddesinde ürün izleme sistemine müdahale suç olarak düzenlenmektedir. Maddeyle, söz konusu suçun işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde,

bir an evvel yargı makamlarının önüne getirilmesi amacıyla incelemenin bitmesi beklenmeksizin veya incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenmesi, rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ve kamu davasının incelemenin tamamlanması beklenmeden açılabilmesi sağlanmaktadır.

 

359/d. Kapsamındaki Suçu İşleyenlerin Faaliyetinin Askıya Alınması

 

4733 sayılı Kanunun 8. maddesi hükümlerine göre; mezkûr Kanuna, 4250 sayılı Kanuna, 213 sayılı Kanunun 359. maddesinin (d) fıkrasına veya 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. maddesinin onuncu, onaltıncı, onyedinci, onsekizinci, yirminci ve yirmibirinci fıkralarına aykırı fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olanlara, bu Kanun kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin hiçbir belge verilmez, verilmiş olanlar Tarım ve Orman Bakanlığınca iptal edilir. 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (d) fıkrası ile 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu, onaltıncı, onyedinci, onsekizinci, yirminci ve yirmibirinci fıkralarına aykırı fiilleri işlediği tespit edilenlere bu Kanun kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin verilen belgeler, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar askıya alınır ve bu süre içinde söz konusu tesis veya işyeri için başka bir gerçek veya tüzel kişiye belge verilmez.

 

Tarım ve Orman Bakanlığının, 4733, 4250, 5607 sayılı Kanunlara aykırı fiillerden kesinleşmiş

mahkûmiyet kararı olanlara, düzenlemekle yükümlü olduğu piyasalarda faaliyete ilişkin hiçbir belge verilmemesi, verilmiş olanların iptal edilmesi yetkisi bulunmaktadır. 4733 sayılı Kanunun sekizinci fıkrada yapılan değişiklik ile, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı maddesinin (d) fıkrası kapsamında işlenen fiillerden kesinleşmiş mahkûmiyet kararları da bu yetki kapsamına alınmaktadır. Ayrıca, fıkrada yapılan bir diğer değişiklikle, uzun sürmesi muhtemel adli süreç esnasında yasa dışı üretim, satış ve sunum faaliyetlerini devam ettirme ihtimaline karşılık oluşacak kamu zararını önlemek amacı ile 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesi ile 5607 sayılı Kanuna aykırı fiilleri işlediği tespit edilenlere Tarım ve Orman Bakanlığının düzenlemekle yükümlü olduğu piyasalarda faaliyete ve satışa ilişkin verilen belgelerin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar askıya alınması bu süre içinde, söz konusu tesis veya işyeri için başka kişilere belge verilmemesi hususu düzenlenmektedir.

 

 

Teminat Şartı Getirilmesi

 

Özel tüketim vergisi açısından stratejik ürünler olan tütün, tütün mamulleri ve alkollü içecekler piyasada sahtecilik ya da kayıt dışılık yoluyla rekabet eşitsizliğinin oluşabildiği sektörler arasında yer almaktadır. Rekabet eşitsizliğini ortaya çıkaran durumu önlemek amacıyla 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanuna 8/A maddesi eklenmektedir. Maddeyle, Tarım ve Orman Bakanlığına, hâsıl olması durumunda idari para cezaları ve diğer amme alacaklarının güvenliğini sağlamak amacıyla tütün üreticileri ile tütün üretim ve pazarlama kooperatifleri hariç olmak üzere 4733 sayılı Kanun kapsamında üretim ve ithalat faaliyetleri ile Tütün Ticareti Yetki Belgesi kapsamındaki faaliyetlere ilişkin izin, uygunluk ve yetki belgesi bulunanlar ile izin, uygunluk ve yetki belgesi başvurusu, tadili veya süre uzatımına ilişkin talepleri olanlardan teminat alma ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda yetki verilmektedir. Ayrıca, hâlihazırda izin, uygunluk ve yetki belgesine tabi faaliyetlerde bulunanların istenilen teminatı ödememesi durumunda, faaliyete ilişkin belgelerinin teminat verilinceye kadar askıya alınması öngörülmektedir.

 

Peki Bu Yeni Vergi Suçu Hangi Aksaklıkları Giderecektir?

 

6455 sayılı ve 7318 sayılı Kanunlar ile 5015 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin olumlu etkileri dikkate alınarak 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesine eklenen (d) fıkrasında ve 5607 sayılı Kanunda belirtilen kaçakçılık fiillerinin tespiti durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar faaliyetin durdurulması sağlanarak uzun sürmesi muhtemel adli süreç esnasında yasa dışı üretim, satış ve sunum faaliyetlerini devam ettirme ihtimaline karşılık Devletin vergi gelirlerinde olası kayıpların önüne geçilmesi sağlanacak ve piyasada faaliyet gösteren taraflar arasında haksız rekabetin de giderilmesine yardımcı olunacaktır.

 

VUK’un 359. maddesine eklenen fıkrayla, 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile düzenlenen piyasalarda vergi güvenliğinin sağlanması, kayıt dışı tütün mamulü üretiminin engellenmesi, kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçakçılığıyla etkin bir şekilde mücadele edilmesi amaçlarıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetki verilip verilmediğine bakılmaksızın, kullanılmasına zorunluluk getirilen özel etiket ve işaretlerle ürünlerin etiketlenmesi veya işaretlenmesi ve etiketlenen veya işaretlenen ürün bilgilerinin kurulan veri merkezine aktarılmasını sağlayan sisteme fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek Hazine ve Maliye Bakanlığına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyenler ile bunların gerçeğe aykırı olmayan şekilde iletilmesine sebebiyet verenlerin hapis cezası ile cezalandırılması sağlanarak bu suçu işleme düşüncesi olan kişiler hakkında caydırıcılık sağlanmış olacaktır.

 

Yeni Vergi Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümlerinden Faydalanılabilir mi?

VUK’un 359. maddesinde yer verilen etkin pişmanlık hükümleri sadece mezkûr maddede yer alan suçlarla ilgili uygulanabileceğinden VUK’un 359/d. maddesine eklenen suç nedeniyle de etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilecektir. Ancak 359/d. maddesinde yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilecektir. Ayrıca ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır. Eğer suçu işleyen şahıs soruşturma başlamadan önce VUK’un 371. maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında VUK’un 359. ve 367. maddesi hükümleri uygulanmayacaktır.