Vergi Kaydının Silinmesi ile Şirket Sona Ermez
Sermaye şirketi sayılan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin muhtelif vergi kanunları yönünden mükellef sıfatları bulunmaktadır. Şirketin vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerinin tamamen durdurulması ve sona ermesi halinde işi bırakma söz konusu olur. Ancak, işlerin her hangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulması işi bırakma sayılmaz. Vergi Usul Kanunu’nun 160’ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği, vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerini tamamen durduran ve sona erdiren mükellef, durdurma veya sona ermenin gerçekleştiği tarihten itibaren bir ay içerisinde vergi dairesine işi bırakma bildiriminde bulunmalıdır. Mükellefin anılan sürede bildirimde bulunmaması ve sair hallerde ise işi bırakmış sayılma ve re’sen terkin müessesesi devreye girer.
Uygulamada, sermaye şirketinin işi bırakması ve vergi kaydının terkin edilmesi, şirketin sona ermesi olarak da değerlendirilmekte ve bu konuda çıkan uyuşmazlıklar sıklıkla yargı mercilerine intikal ettirilmektedir.
İşi bırakan sermaye şirketinin vergi kaydının terkininde genel kural, tasfiye veya iflasın sona erdiğinin tescil ve ilan ettirilmesi olmakla birlikte, VUK’un 160’ıncı maddesi uyarınca çıkarılan 12/05/2016 tarihli ve 2016/2 Seri No.lu Uygulama İç Genelgesi, bu genel kurala istisna getirerek, faaliyetlerini bırakmış, ortakları dağılmış, feshine ve tasfiyesine tevessül edilmemiş, sorumlu ve muhatap tutulacak kanuni temsilci veya tasfiye memuru da bulunmayan, işlerini tamamen terk ettiği belirlenen ve vergiye tabi bir faaliyeti de tespit edilemeyen limited şirketin vergi kaydının terkin edilmesine de izin vermiştir.
Oysa, sermaye şirketlerinin sona erme halleri ve sona ermenin sonuçları Türk Ticaret Kanunu’nda şirket türü bazında düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde şirketin sona erme halleri, genel ve özel olarak ele alınmıştır. Söz konusu sona erme hâlleri arasında, “vergi kaydının kapanması, terkini yahut işi bırakma” gibi bir ibare bulunmamaktadır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 28 Mart 2018 tarihli ve K.2018/565 sayılı kararında vergi dairesinden alınan vergi kaydının kapandığına dair belgenin şirketin mevcudiyeti üzerinde etkili olmayacağına, sadece vergi mükellefiyetinin devam etmediğini belirten bir uygulama olarak kabul edilebileceğine, şirketin vergi kaydının terkin edilmiş olmasının sona erme olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetmiştir.
Kanunlar arasındaki farklı hükümlerden kaynaklanan bu durum, uygulamada zaman zaman birtakım sorunlara da yol açmakta ve dava konusu olabilmektedir. Bu nedenle, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mezkûr İç Genelge hükmünü TTK ile uyumlu hale getirmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.