Borsada Analiz, Teorik-Pratik-Tecrübe-1
Borsa İstanbul’da (BIST) işlem yapan yaklaşık 2,3 milyon yatırımcı yatırımlarını yaparken temel analiz, teknik analiz gibi bilimsel ve somut verilerden yararlanırken yaratımcıların bir kısmı ise arkadaşlarından veya bu işi bilip bilmediğini dahi düşünmediği sosyal medya hesaplarından bilgi alma yolu ile hisse senedi alım/satım kararını verirler. Peki hisse senedi alış satışında doğru tercih yapmak için nasıl analiz yapmalı ve nelere dikkat etmeliyiz?
Borsada temel ve teknik analiz olmak üzere iki adet analiz yöntemi kullanılmaktadır. Bu analiz türleri tüm dünyada ve ülkemiz para piyasalarında kullanılan ve herkes tarafından kabul gören yöntemlerdir. Ancak bu yöntemlerin kullanılıp kullanılmaması ve bu yöntemlerin içeriğindeki verilerin hangilerinin kendilerine spesifik olarak daha yarayışlı olacağı da yatırımcı özelinde değişebilir.
Temel veya teknik analiz yapılmadan evvel BİST’i etkileyebilecek olan, dünya ve Türkiye’deki ekonomik, siyasal ve güncel olaylar takip edilmeli, sonra sektör analizi yapılmalı ve en son şirket bazında analize geçilmelidir.
Analiz yöntemlerinden ilki olan temel analiz; yatırım yapılacak şirketlerin; bilançoları, gelir tabloları ve diğer temel verileri ile hukuki ve ekonomik tüm tasarrufları tetkik edilerek gerçek piyasa değerini belirlemenizi sağlayan piyasa analiz yöntemidir. Çoğunlukla kısa vadeli yatırımları değerlendirmek için kullanılan teknik analizlerin aksine, temel analiz yatırımcıların uzun vadede daha iyi bir performans göstermesinde yardımcı olur. Bunlarla beraber şirketin yapmış olduğu anlaşmalar, girecek olduğu ihaleler, birleşme, fesih gibi tüm hukuksal ve ekonomik ilişkileri ve işlemleri Kamu Aydınlatma Platformunda (KAP) paylaşılır. Şirketlere ortak olacak yatırımcıların bu verilere bakarak yatırım kararlarına yön vermeleri önemlidir. Yatırımcı temel verilerden hareketle şirket hisselerinin ucuz mu, pahalı mı olduğu konusunda fikir edinecek ve gelecekle ilgili beklentilerini belirleyecek bu doğrultusunda şirkete bedel biçecektir.
Şirketlerin kaynaklarının neler olduğu, kaynakların etkili ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığı, şirketin borçlarının ne kadar olduğu, borçlanma ile neyin amaçlandığı, yapılmakta olan yatımlarının olup olmadığı, şirketin döviz pozisyonları, satışları, katlanmış olduğu maliyetler şirket hakkında bilgi verecektir. Tabi bu temel verilere bir önceki çeyrek ve önceki yıllardaki veriler ile kıyas yaparak bakılmalı ve sektör ortalamaları ile değerlendirmelerde bulunulmalıdır.
Tabi yatırımcının bu kadar temel analizi borsada işlem gören 460’a yakın şirketin bilanço, gelir tablosu vb gibi verilere tek tek bakarak yapması hem kafa karışıklıklarına hem de zaman kaybına neden olacaktır. Bu nedenle herhangi bir aracı kurumun sitesinden çoğunda ücretsiz olarak finansal oranlara ulaşılabilir. Örneğin şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyebilmek için Cari Oranına (Dönen Varlıklar/KVYK) bakılırken, firmanın alacaklarını tahsil etmek konusunda sıkıntı yaşayıp yaşamadığına bakmak için Alacak Devir Hızına (Net Satışlar/Ortalama Ticari Alacaklar), yine şirketlerin iyi yönetilip yönetilemediği ve enflasyonun üzerinde getiri sağlayıp sağlayamayacağı konusunda ise Özkaynak Karlılığı (Net Kar/Özsermaye) gibi karlılık oranlarına bakıp geçmiş dönemlerle grafikler üzerinde kıyas yaparak temel analizler yapılabilir.
Bunlarla beraber tüm dünyada kabul görmüş ve kolaylıkla ulaşılabilen başlıca temel analiz verileri olan Fiyat Kazanç Oranı, Piyasa Değeri /Defter Değeri, Öz Kaynak Karlılık Oranı, Favök vb. değerlere mutlaka bakılmalıdır.
* Fiyat Kazanç Oranı (F/K):PD/Net Kar
Hisse fiyatının hisse başına kâra oranıdır. Tüm dünyada yatırımcıların ilk baktığı oranların başında gelir. Kısaca hissenin karı ile ne kadar sürede kendisini amorti edecektir, sorusuna cevap verir. Dolayısıyla bu oran düştükçe hisse ucuz denilebilir. Örneğin FK oranı 7 olan şirket bu karlılığı ile yatırımcısının anaparasını 7 yılda amorti eder denilir. Bu oran sektörel bazda da farklılıklar gösterebilir. Herhangi bir sektöründe ortalama FK Oranı 20 iken başka sektörün FK ortalaması 10 olabilir. Bunun nedeni de sektörel bazdaki karlılıkların farklı olmasıdır.
*Piyasa Değeri/ Defter Değeri (PD/DD) : Ne kadar yüksekse o hissenin pahalı olduğu anlamına gelir.
Piyasa Değeri (PD):1lot (Adet) Hissenin Güncel Değeri X Sermaye
Defter Değeri (DD) :Özsermaye: Öz Kaynak: Varlıklar-Borçlar
Sermaye: Ödenmiş Sermaye
Bir önceki yazımda detaylı olarak anlattığım Temettü şirketlerin karlarından ortaklarına vermiş olduğu kar payıdır. Temettü devamlılığı ve verimliliği yüksek olan bir şirkete yabancı yatırımcı talebi de yüksek olur. Aynı zamanda bu şirketlerin iyi yönetilen ve karlı şirketler olduğu da söylenebilir. Genelde uzun vade “kumbara hisse” toplama yöntemini kullanan yatırımcılar temettü veren hisselere yatırım yapmayı tercih ederler.
İkinci analiz yöntemi ise; geçmiş fiyat hareketlerinden yola çıkarak gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmeye yarayan teknik analiz yöntemidir. Aslında teknik analiz insan psikolojisinin yönetimidir. Yani teknik analizde mantık geçmiş fiyat hareketlerinin ileride benzer hareketler doğuracağını kabul eden yatırımcının psikolojik olarak destek, ya da direnç noktalarında ya da oluşan grafik formasyonlarında alarma geçmesi ile bu noktalarda reaksiyon göstermesidir.
Teknik analizde yıllardır tüm dünyada kabul gören ve para piyasalarında kullanılan önemli göstergeler bulunmaktadır. Bunlar fiyat (trend analizi), formasyonlar ve indikatörler gibi verilerden oluşmaktadır. Teknik analizde en sık kullanılan trend çizgileri ile destek ve dirençlerde yatırımcıların tepkilerini bir örnekle somutlaştıralım. Aşağıda 2003 yılından günümüze kadar olan süreci gösteren BİST 100 endeksinin aylık bazda çizilen mum grafiği vardır.
Grafikte BİST 100 endeksine aylık mum grafikte bakıldığında yükselen bir kanal trendinin olduğunu görmekteyiz. Alt destek trend çizgisinde yatırımcıların tam dokuz defa (alttaki mavi oklar) trend desteğinden alış tepkisi verdiği ve yükselen kanalın üst direnç çizgisinde ise beş defa (yukarıdaki mavi oklar) satış yaptıklarını gözlemlemekteyiz. Altıncı defa da ise üst direnç çizgisi kırılarak yeni fiyat oluşumlarının önü açılmış ve fiyatlar yükselme eğilimi göstermiştir. Artık üst trend çizgisi hisse senedi taşıyanlar ya da yeni pozisyon açacak yatırımcılar için güçlü bir destek olacaktır. Grafikte görüldüğü üzere BİST 100 endeksinin yükselen kanal alt destek çizgisine on sekiz yıl boyunca dokuz defa temas edip tepki vermesi teknik analizin gücünün somut bir ispatıdır. Aynı zamanda bu durum yatırımcılardaki psikolojiyi çizgilerin nasıl yönlendirdiğinin de bir göstergesidir. Sadece yukarıdaki grafiğe bakarak hisse senedi alıp satan uzun vadeci bir yatırımcının bile nasıl doğru kararlar alacağı da aşikârdır.
Hisse senetlerinin geçmiş fiyatlarının birçok haber akışından etkilendiği gibi bugünkü fiyatlar oluşurken de haber akışlarının hisse fiyatları üzerinde etkin rol oynayacağı açıktır. Ama teknik bu nedenlerle ilgilenmeyip fiyat hareketlerine odaklanır. Bu açıdan Teknik analiz yatırımcılarından bazıları sadece teknik analiz yöntemi ile fiyat hareketlerini tahmin etmeye çalışırken bazıları da fiyat hareketleri üzerinde ekonomik siyasi ya da hisse bazında haber akışlarının takibinin doğru piyasa analizi için olmazsa olmaz olduğunu savunmaktadırlar. Ancak şu gerçek asla unutulmamalıdır ki teknik analizle daha çok kısa vadeli al-satlar yapılırken uzun vade yatırımcı için temel analiz daha önemli olmaktadır. Bu açıdan bazı teknik analizciler hisse grafiklerinin de bu haberleri içerdiği ve yansıttığı görüşündedirler ve temel analize hiç başvurmazlar.
İnsanlar alacakları en küçük bir eşya için bile fiyatının ucuz mu pahalı mı olduğu noktasında araştırma yapıyorsa bir şirkete ortak olacakken de mutlaka şirket hisselerinin fiyatının ucuz ya da pahalı olmasına bakmalıdır. Uzun vade yatırımcısının da kesinlikle alacağı şirket hisselerinin teknik analizine bakması gerekmektedir. Nitekim iki analiz yönteminin beraber kullanılması daha sağlıklı sonuçlar verebilir. Ancak kesinlikle temel ya da teknik analiz yöntemleri dışında halk arasında TÜYO diye adlandırılan ve genellikle borsa ile ilgili çok bilgisi olmayan küçük yatırımcıların, sosyal medya hesaplarından ya da arkadaşları vasıtasıyla bilgi alma yöntemi olan bu yöntemi ASLA tercih etmemeleri gerekmektedir. Borsa oyun yeri değildir, kumar yeri ise hiç değildir. Unutmayın, Size kadar gelen bilgi zaten herkese ulaşmıştır.
Günümüzde temel ve teknik analizle ilgili birçok kurs, seminer ve dersler verilmekte olup bunların bazılarına ise sosyal medyadan rahatlıkla ve ücretsiz olarak ulaşılabilir. Kişinin kimseye bağlı kalmadan bilgi edinip kendi yatırım kararlarında etkili olması gerekmektedir.
Bugün burada iki analiz yöntemin teorik kısaca ne olduğu konusunda bilgiler verdik. Bu analiz yöntemlerinin detaylarının saatlerce anlatmak ya da yazmakla bitirilemeyeceği aşikârdır. Bir sonraki yazımda kişisel olarak bu yöntemleri nasıl kullandığımı ve tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım.