Borsada Analiz, Teorik-Pratik-Tecrübe-2

Borsada Analiz, Teorik-Pratik-Tecrübe-2

Önceki yazımda temel ve teknik analiz yöntemlerinin teorik olarak kısaca ne olduğu konusunda bilgiler verdim. Bu yazımda ise özetle kişisel olarak doğru yatırım yapmak için bu yöntemleri nasıl kullandığımı ve tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım.

Kendini Tanıma Ne Yaptığını Bilme: 

Borsada işlem yapan ya da yapmayı düşünen yatırımcıların öncelikle kendisini tanıması gerekmektedir. Bir yatırımcı borsada gün içindeki fiyat değişimlerinden yaralanarak hisse senedi alış satışı mı yapacak, bu fiyat hareketlerinden yararlanarak bir iki haftalık periyotta mı işlem yapacak, yoksa orta vade ya da uzun vade işlem mi yapacak? Öncelikle bunun kararını vermeli. Bir hissede örneğin çanak formasyonunda yukarıdan çanağın dibine gelmiş hisse iki yılda bu noktaya gelmiş olsun. Çanağı tamamlaması da yaklaşık iki yıl sürecektir. Yatırımcının çanak tamamlamayı beklerken süre değerlendirmesini de bu şekilde yapması gerekmektedir.

Sermayenin Önemi:

Yatırımcı borsaya konulacak sermayenin kendisi için ne kadar önemli olduğu, önündeki zaman sürecinde kendisine lazım olup olmayacağı, belli kısmının kaybedilmesi durumunda kendisinde ne kadar üzüntü ve stres oluşturacağını doğru tahlil etmelidir. Başkasının, eşinin, ailesinin, arkadaşının, ya da banka kredisi ile borç alınan paralarla yatırım yapılmaması gerekmektedir. Buradan zarar edilmesi durumunda aileye ya da sosyal çevreye de zarar verileceği göz ardı edilmemelidir.  Altı ay sonra ev ya da araba alacağı parayı borsaya koyan biri ile önünde vade olmayan ve koyduğu sermayesi atıl fonu olan yatırımcının işlem yaparken stresi eşit düzeyde olmayacaktır.

Borsada ev araba satılarak yatırım yapılmaz. Borsada ki küçük tasarruflar biriktirilerek, değerlendirilerek realize olunur, borsada kazanılan para ile ev, araba alınır.

Hisse Senedi Seçimi:

Hisse senedi seçerken öncelikle şirketin temel olarak sağlam olup olmadığına bakılmalı. Sonrasında ise temel analiz yöntemine göre şirket ucuz ise teknik analiz yapılmalıdır.

Temel olarak sağlamlığa bakarken rasyo (oran) analizi yönteminden yararlanılmalıdır.

Temel analizde ise şirketlerin varlıkları, kaynakları, borçları vb. ile birlikte gelecekteki kar beklentilerine göre yeni değer hesaplanmalı ve şirketin şuan piyasada işlem gördüğü fiyatın ucuz ya da pahalı olup olmadığına karar verilmelidir.

Teknik analizde ise temeli sağlam ve ucuz olan şirketlerin trend analizinin yapılıp destek ve direnç noktalarının tespit edilmesi, hisse grafiğinde bir formasyon olup olmadığının kontrolü ve bunların birkaç indikatör, hareketli ortalamalar ve takas analizi ile desteklenmesi gerekmektedir.

Portföy Yapmalı:

Yatırımcı farklı sektörlerden birkaç hisse ile portföyündeki riski dağıtmalıdır. Örneğin portföyünün tamamı ya da büyük bir kısmı demir çelik sektörü şirketlerinden oluşan bir hisse senedi sepetinde demir çelik sektörü ile ilgili olarak olacak olası olumsuz bir hava-haber tüm portföyde kayıp yaşatacaktır. Oysa portföy o dönemki piyasa koşulları, küresel, ülke bazlı ve sektörel beklentilerle beraber değerlendirilip çeşitlendirme yapılırsa risk minimize edilir. 

Ayrıca portföydeki paranın belli kısmı nakit tutmalı, yeni alım fırsatları veya olası maliyet yapma durumu (hissenin aşırı düşmesi durumunda düşük fiyatla ilave hisse alma) için nakit bulundurmalıdır. Bu nakdin özellikle enflasyonist dönemlerde eridiği düşüncesi oluşmakta olup nakit içinde bulunulan döneme göre banka fonlarına (faizli-faizsiz seçenekleri var) konulabilir. Olası sert düşüşlerde (örneğin, Pandemi, BİST 100 endeksinin 2.400 den olan sert düzeltmesi ya da geçmiş siyasal-global olaylardaki sert düşüşlerde kullanılmak üzere)

Tüm para ile tekbir hisseye (hissenin analizleri ne kadar iyi olursa olsun) girilmemeli hatta portföyün yarısından fazlası bile tek hisseye bağlanmamalıdır.

Alış Satış Yeri:

Temel analizle şirketin sağlamlığı analiz edilip şirkete değer biçildiğinde alış yeri için mutlaka teknik analizden yardım alınmalıdır. Önceki yazımda teknik analizin kitlesel yatırımcı psikolojisi yönetimi olduğunu söylemiştim.

Hisse senedi teknik olarak destek noktasında alınır ve direnç noktasından satılır. Bu kuraldır. Direnç noktası kırıldığı zaman yeni destek noktasına dönüşür. Destek noktası kırıldığı zaman yeni direnç noktasına dönüşür. Yeni destek noktasının üzerinde 3 gün kapanış yapılması (filtre kuralı) ile o noktadan alış yapılabilir. Destek noktasının aşağıya kırılması ile zarar kes (stop loss ) yapılmalıdır. Bu işlem bizler için bir tedbir olacak ve bizi daha büyük zararlardan kurtaracaktır. Ayrıca dirence gelmiş hisse senedini de satarak kar al yapılmalıdır. Realizasyon yapılmadan kar alınmamış sadece hesapta görülmüş olur ki özellikle küçük yatırımcıların ihmal ettiği bir kuraldır.

Tüyo:

Borsada işlem gören tüm şirketler ya da sektörlerle ilgili bilgi sahibi olmak zordur hatta imkânsızdır. O nedenle sosyal medyada bu konuda kendini ispatlamış kişilerin bilgilerinden yararlanılmalıdır. Hem küresel hem ülke hem sektörel ve hisse bazlı haber takibi yapmak ve yeni şeyler öğrenmek açısından bu oldukça önemlidir. Ama bilgi kirliliği olan mecrada bu yatırımcı bu kişileri öncelikle tanımalı ve amacının bu kişilerden bir şeyler öğrenmek olduğunu unutmamalıdır. Bu kişilerden alınacak olan hisse ismi ve hedef fiyat değil temel ve teknik bilgidir.

Zengin Olma İsteği, Kumar Mantığı:

Borsada işlem yapan yatırımcıların bir çoğunun çok küçük tutarlarda portföye sahip olduğu düşünüldüğünde mevduat faiz oranının üzerinde, enflasyonun ya da kur farkının üzerinde getiri hedefleri yatırımcıyı tatmin etmemektedir. Borsada hedeflenen on, on beş kat yapan birkaç hisseyi peş peşe bulup, bu hisselere de dipte girip tepede satış yapacağı düşüncesi ile zengin olma hayalidir. Hayal dememin sebebi düşüncelerin matematikle ve mantıkla belli bir sürede gerçekleşecekken hayallerin gerçekleşmeyeceğidir. Böyle bir kişinin zengin olma olasılığı matematiksel olarak milyonda bir bile değildir.

Oysa borsa akla ve mantığa yatkın olarak bir şirket ortaklığı müessesesidir. Bir adet hisse alan biri bile borsaya kote olmuş bir anonim şirkete ortak olmuştur. Özellikle son dönemlerde at yarışı, iddia, şans oyunları oynayan kitlenin pandemi ile birlikte bu sahaların kapanması sonucu borsaya geçişi ve borsada da manipülatif hareketlerin çokça olması bu düşüncenin oluşmasını tetiklemiştir.

İşin Özü:

En önemli kural ise günümüzde özellikle duygusuz robotlarla mücadele eden yatırımcının duygularına yenik düşüp prensiplerini aşındırmamasıdır. Yani yatırımcı kesinlikle prensipli olmalı ve prensiplerine uymalıdır.

Sürekli kişinin kendisini tanıması gerektiğine vurgu yapmamdaki maksat; “Başarısız insanlar başkalarını suçlarlar. Başarısızlığının nedenini kendinde aramayan insanlar sürekli başkalarına ve başarısızlığa muhtaçtırlar.” düşüncesindendir.

Özellikle yazılarımda yazım yayımlanmadan hem şekil hem içerik anlamında bana fikir veren ve destek olan Değerli Üstadım, Vergi Müfettişi  Memduh DURSUN’a,

Yakın zamanda kendisi ile tanışma fırsatı bulduğum, kendisinden eğitim aldığım, Borsayı Sevdiren Adam Prof. Dr. Yusuf KADERLİ Hocam’a

Ve bana hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen Değerli Eşim Elif KOÇ’a teşekkürü borç biliyorum.