Özellikli Bir Durum: Zarar Artırıcı Bağış ve Yardımlar

Özellikli Bir Durum: Zarar Artırıcı Bağış ve Yardımlar

Mükelleflerin dönem içerisinde yapmış oldukları bağış ve yardımlarda genel kural; dönem içerisinde yürütülen faaliyetler sonucunda oluşacak kazanç şartına bağlı olarak kazanç olması halinde ve bu kazançla sınırlı olarak yıllık beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek kaydıyla indirim konusu yapılmasıdır.

Bu genel kuralın aksine bazı özellikli bağış ve yardımlar ise dönem içerisinde doğrudan gider ya da maliyet olarak kabul edilerek mükelleflerin hasılatlarından indirilebilmektedir. Bir bağış ve yardımın dönem içerisinde gider ya da maliyet olarak kabul edilebildiği durumda, mükelleflerin hasılatlarını azaltıcı etki yapması ve dahi hasılattan daha fazla gider ve maliyet oluşturabilme imkanı sebebiyle mükellefleri zarar beyan eder hale getirmesi yahut mevcut zararını daha da artırabilmesi mümkün olmaktadır. Bununla birlikte bahse konu bağış ve yardım sebebiyle beyannamede oluşan zararın gelecek yıllara devredilebilmesi de bir başka özellikli husustur. 

Biri vergi mevzuatında diğer ikisi ise ikincil mevzuatta yer alan toplam üç şekilde yapılacak bağış ve yardım, mükellefler tarafından dönem içerisinde gider olarak dikkate alınabilmekte, bunların haricindeki diğer tüm bağış ve yardımlar ise muhakkak kazanç beyan edilmesine bağlı olarak vergisel avantaj imkanı oluşturmaktadır.

Gıda Bankacılığı Kapsamında Yapılan Bağış ve Yardımlar

GVK Md.40/10 uyarınca; “Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli” nin ticari kazanç sahibi gerçek kişi gelir vergisi mükellefleri tarafından safi kazancın tespiti sırasında gider olarak dikkate alınabileceği belirtilmektedir. Bununla birlikte KVK Md.6’da yer alan; Safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.” Hükmü uyarınca da ticari kazanç sahibi gerçek kişi gelir vergisi mükelleflerine tanınan bu avantaj kurumlar vergisi mükelleflerinin de faydalanabilmesine imkan tanımaktadır. Böylelikle bu kapsamda yapılacak bağış ve yardımların vergisel avantajından sadece ticari kazanç sahibi gerçek kişi mükelleflerin ve kurumlar vergisi mükelleflerinin faydalanabileceğini söyleyebiliriz.

Yukarıdaki madde hükmü uyarınca gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara sadece ayni şekilde yapılacak “gıda, temizlik, giyecek ve yakacak” maddelerinin maliyet bedelleri mükelleflerin kayıtlarında gider olarak dikkate alınacak ve bu sayede de hasılatı azaltıcı etkisi sebebiyle vergi matrahı ve dolayısıyla da ödenecek vergi azalacaktır. Bu kapsamda yapılacak bağış ve yardımlarda herhangi bir tutar sınırlaması olmadığı için mükellefler, tutarı ne olursa olsun işletmelerine dahil olan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedellerini doğrudan gider olarak dikkate alabileceklerdir.

GVK 89/1-6. Maddesinde de 40/1-10. Maddeye paralel bir düzenleme bulunmaktadır. Bu hüküm; “Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı.” Şeklindedir. GVK 40. Madde ile 89. Madde arasındaki farkı ortaya koymak gerekirse;

  • GVK 40. Madde kapsamındaki avantajdan sadece ticari kazanç elde eden gerçek kişi mükellefler ile kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabilmektedir. Sadece ayni olarak bağışlanan bu malların maliyet bedelleri işletme kayıtlarında doğrudan gider olarak dikkate alınabilmekte olduğundan mevcut hasılat azalmakta ve mükellefler bu bağış ve yardımlar sebebiyle zarara da uğrayabileceğinden vergi ödenmemesi ve hatta gelecek dönemlere de sirayet eden zarar oluşabilmesi mümkün olmaktadır. Bu kapsamda yapılacak bağış ve yardımlarda; gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin GVK 40. Madde kapsamında gider kaydedilebilmesi için ilgili malların ticari işletmeye dahil olması gerekmektedir. Faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider olarak kaydedilmesi suretiyle yapılacak bu kapsamdaki bağış ve yardımlarda belirtilen malların ticari işletmeye dahil olmaması halinde ise GVK 89. Madde kapsamındaki kurallara riayet edilmesi gerekmektedir.

  • GVK 89. Madde kapsamındaki avantajdan ise gelir vergisi mükelleflerinin tamamı (ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı, ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazanç ve irat elde eden mükelleflerin tümü) sadece yıllık beyanname veriyor olmaları halinde ve beyan edilen gelir ile sınırlı olarak yararlanabilmektedir. Örneğin; bir ücretli ya da kira geliri sahibi elde ettiği bu geliri sebebiyle yıllık beyanname vermek zorunda değilse ilgili bağış ve yardımın vergisel avantajından yararlanması mümkün değildir. Gıda bankacılığı kapsamında ticari işletmeye dahil olmayan (dışarıdan satın alınarak bağışlanan) gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı (malların bedeli ve KDV’si dahil toplam tutar), kazanç beyan eden mükelleflerin bu kazançları ile sınırlı olarak indirim konusu yapılabilmektedir. Kazancın yetersiz olması halinde beyanname üzerinde indirim konusu yapılamayan bu tutarlar gelecek yıllara devredilememektedir.

Gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağış ve yardımların; doğrudan ihtiyaç sahibi kişilere değil, ihtiyaç sahibi kişilere bedelsiz olarak verilmesi şartıyla tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda, temizlik, giyecek ve yakacak yardımı yapabilmesi yönünde hüküm bulunan dernek ve vakıflara yapılması gerekmektedir. Bununla beraber dernek veya vakfın başka alanlarda faaliyet gösteriyor olmasının, kamuya yararlı dernek veya vergiden muaf vakıf olup olmamasının uygulama açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır. (251 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği)

Gelir İdaresi Başkanlığının vermiş olduğu ve gıda bankacılığı kapsamındaki bağış ve yardım konusu ile ilgili önemli gördüğümüz üç özelge ile bu kısmı tamamlıyoruz.

  • Erzurum Vergi Dairesi Başkanlığı, 08.03.2017 tarihli Özelgesi: “…evlerde ısınma veya yemek pişirmede kullanmaları amacıyla ihtiyaç sahibi ailelere vakfınız tarafından dağıtımı planlanan ve gerçek veya tüzel kişilerce bu amaçla vakfınıza teslim edilecek mutfak tüplerine ilişkin olarak gerçek veya tüzel kişilerce yapılan giderlerin, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.” Şeklindedir.

  • Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanlığı, 15.12.2020 tarihli Özelgesi: “…çocuk bakımı ve hijyeninde kullanılan çocuk bezinin, ihtiyaç sahibi ailelere verilmesi şartıyla bu kapsamda yapılan bağışın, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi kapsamında safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.” Şeklindedir.

  • İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 12.07.2013 tarihli Özelgesi: “…gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince Derneğinizin banka hesabına "Gıda bankacılığı faaliyetinde kullanılmak üzere gönderilmiştir." açıklamalı dekontla havale yapılması, havale edilen meblağ ile Derneğiniz tarafından söz konusu gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri adına gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi alınarak faturanın da bu gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri adına düzenlettirilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 40 ve 89 uncu maddeleri ile 251 seri no.lu Gelir Vergisi Tebliğinde belirtilen ve yukarıda açıklanan şartların taşınması kaydıyla, gıda bankacılığı kapsamında doğrudan veya dolaylı olarak bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedellerinin vergi matrahının tespitinde bağış yapanın hukuki statüsüne göre gider veya indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.” Şeklindedir.

Milli ve Mahalli Yardım Komitelerine Yapılan Bağış ve Yardımlar

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un “Mali Hükümler” başlıklı 45. Maddesi; “Afetlerden zarar görenlere yardımda bulunmak üzere kurulan Milli Yardım Komitesi ile mahalli yardım komitelerine makbuz mukabilinde yapılacak bağış ve yardımlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesna olduğu gibi bunların gelir ve kurumlar vergileri mükellefleri tarafından masraf kaydı da caizdir. Afetlerden zarar görenlere tahsis edilmek üzere tertip edilen temsil, konser ve spor eğlenceleri de her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulur.” Şeklindedir.

Bu hükümlere göre, umumi hayata müessir afetlere maruz kalanlara harcanmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince makbuz mukabili yapılacak ayni ve nakdi bağış ve yardımlar Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun anılan maddelerinde yer alan miktarlarla sınırlı olmaksızın aşağıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden veya kurum kazancından indirilecek ya da gider olarak dikkate alınabilecektir;

  • Nakdi bağışların indirilebilmesi veya gider kaydedilebilmesi için bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuz veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontları (Makbuz ve dekontta, kabul edilen bağışların bu amaçla kabul edildiğinin belirtilmesi şartıyla) ile belgelendirilmesi gerekmektedir.
  • Ayni bağışlar için ise mükellefler malın cinsini, miktarını ve maliyet bedelini (amortismana tabi iktisadi kıymetler için net aktif değeri) gösterir bir fatura ve buna ilişkin sevk irsaliyesi düzenlemek zorundadırlar. Yardımların tesliminde yardım yapılan kuruluşlardan makbuz alınacak, makbuz verilememesi halinde ise ayrıntılı bir tutanak düzenlenecektir. Mükellefler yaptıkları ayni yardımları, düzenlenen bu makbuz veya tutanaklara istinaden indirim veya gider olarak dikkate alabileceklerdir.

Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna Yapılan Bağış ve Yardımlar

2876 sayılı Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu’nun “Mali Kolaylıklar” başlıklı 101. Maddesi; “Yüksek Kuruma ve bağlı kuruluşlarına yapılacak bağış ve yardımlar her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Yapılan bağış ve yardımları, gelir ve kurumlar vergisi yükümlüleri yılı içinde verecekleri beyannamelere masraf kaydedebilirler.” Şeklindedir.

Gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükellefleri, bu kanun kapsamında yapmış oldukları ayni ve nakdi bağışları herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın dönem içerisinde doğrudan gider yapma imkanına sahiptirler.