Önce Her Gerçek Kişinin Beyanname Verdiği Bir Sisteme Geçmeliyiz …
Yeni vergi paketleri tartışılırken asıl gözden kaçan noktaların hatırlatılması ve izah edilmesi gerekmektedir. Vergi tevkifatı, asgari gelir vergisi veya kurumlar vergisi muhtemel düzenlemelerinin ötesinde esas faydayı sağlayacak ve sistemin esas çatısını yeniden imar edecek noktaya dönmeliyiz.
Her gerçek kişinin vergi beyannamesi verdiği bir sistem herşeyden önce ve herşeyden daha yüksek bir ehemmiyet düzeyinde tartışılmalıdır.
Peki bu sistem neden gereklidir?
Öncelikle yurtdışı çıkış harcı gibi bireylere daha fazla vergi yükü yükleyecek düzenlemelerinin yerine daha fazla kişiyi kayıt içine alarak vergi tabanının genişletilmesi hedeflenmelidir. Vergilendirme ve vergi denetiminin üzerinde inşa edildikleri temel nokta çatışan yararlar dengesidir. Bir şahsın geliri diğerinin gideri, tedarik zincirindeki bir işletmenin hesapladığı bir vergi bir diğerinin indirilecek vergisi ya da gider -maliyet unsurudur. Yine tüm vergi sistemi, kurumlar vergisinin devamında gerçek kişilerden alınan gelir vergisi, işlem üzerinden alınan vergiler ve servet üzerinden alınan vergiler bakımından yek diğeri ile ilişkili bir yapı arz etmektedir. Tüm yapı bütüncül olarak değerlendirildiğinde temel aktör olarak gerçek kişinin beyanname vermesi ve tüm gelirleri ile harcamalarını beyan etmesi gerekmektedir. Bu sistem bir tarafıyla tüm vergilendirme yapısının çatısı olarak işlev görecek olup diğer taraftan harcama tarafı ile diğer taraflarla olan çatışan yarar üzerinden, herkesi sistemin içine girmeye zorlayacaktır. Bu şekilde vergi mükellefleri harcama ve servet bildirimi gibi menfi reaksiyon gösterebilecekleri bir durumla da karşılaşmayacak daha uyumlu hareket edeceklerdir.
Diğer taraftan dijitalleşen vergi idaresi, akıllı telefonların yüksek kullanım oranları vb. sistemi önemli oranda uygulanabilir hale getirebilecektir. Herhangi gündelik bir satın alma işlemi esnasında ekranda görüp onay vereceğiniz bir harcamanız gerçek zamanlı “real time” olarak gelir idaresine gönderilerek işlenen bilgi ile dönem sonunda tüm gelir ve giderleriniz ile birlikte “hazır beyan” içeriği olarak karşınıza çıkabilecek ve onayınızla süreç tamamlanabilecektir. Sistemin güçlükleri yok değil ancak şimdilik uygulanabilir olduğunu ifade etmekle iktifa edelim.
Bir diğer nokta ise Türkiye’de hali hazırda işletmeler için muhasebe süreçlerinin dijitalleştiği (e-fatura, e-defter,e-beyanneme vb.) tecrübelerin yanı sıra gerçek kişiler için “hazır beyan” uygulamaları dikkate alındığında halihazırda bu sistemi icraya sokacak önemli bir potansiyelin varlığı ortadadır. Bu yapı ile mevcut durumda tüm gerçek kişilerin beyanname verdiği bir sisteme doğru adımlar da atılmaya başlandı esasen. Bu adımların en önemlisi belki ücret geliri elde edenler için 103. maddede yer alan 4. gelir dilimini aşan ücretler için beyanname verme zorunluluğu getirilmesidir.
Ez cümle, gerçek kişilerin gelirleri için kanunda esas öngörülen vergilendirme sistemi beyan sistemi olmak birlikte, yine kanun düzenlemeleri ile beyanname verilmesi istisnai hale gelmiştir. Bu şekilde bir yapının, en azından ilk aşamada, tevkifat şeklindeki vergilendirme uygulamalarının ortadan kaldırması gerekmemektedir. Bilakis bu tevkifat uygulamaları her mükellefin beyanname verdiği bir sistem ile birlikte tamamlayıcı bir şekilde uygulanabilir. Bu reform adımının icrası sonrasında vergilendirmenin gelir- harcama ve servet bütünselliğinde uygulanabildiği daha güçlü bir sistemi benimsemiş olacağız. Sistemin vergi ve yurttaş ortak bilincine da katkı sağlayacağı ifade edilebilir. Bu yapı ile birlikte servetteki bütün artışı hedefleyen bir gelir tanımın yapılması da elzem olacaktır.
Sistemin bütününün salahiyetini sağlayacak bir sonraki adım belki iş alemi için tam- tevkifat şeklinde uygulanacak bir KDV reformu olabilir…
Dr.Öğr.Üyesi Arif AYLUÇTARHAN
YMM-MBA -Bağımsız Denetçi