Vivaldi’ye Selamlar! Mevsimlerin Ekonomisi

Barok dönem ünlü klasik müzik bestecisi İtalyan Antonio Vivaldi (1678-1741) ve ünlü konçertosu “4 Mevsim” yüzyıllardır klasik müzik severler tarafından dinlene gelen ve üzerine birçok kez değerlendirmelerde bulunulan bir eser olmuştur. Ama belki de tarafımca ilk defa bu güzel eseri ekonomik faaliyetler ve etkinliklerle yorumlayan, sentezleyen bir yazı kaleme alınmış oluyor.
Peki, bu yazıyı kaleme alma nedenim ne olmuştur? Yakın zamanda bir yurt dışı ziyaretimde Vivaldi’ye ait 4 mevsim konçertosunu yıllar sonra tekrar bir klasik müzik konserinde dinleme fırsatı buldum. Çünkü lise dönemimde müzik öğretmenimiz tüm sınıfa dünyaca ünlü klasik müzik bestecilerinin bestelerinin dinlenmesi ve bu bestecilerin tanıtımı ödevi vermişti. Bana sonradan çok şanslı olduğumu anladığım Antonio Vivaldi ve ünlü konçertosu “4 Mevsim” i dinlemek, yorumlamak ve sınıfta bunu dinleterek anlatma fırsatı doğmuştu.
İşte bu önemli ve belki de dünyanın en çok bilinen konçertolarından biri olan 4 mevsimi, ekonominin dinamikleri ve yarattığı hinterlandı; aldığım akademik eğitim ve bir maliyeci gözü ile yorumlamak bu yazıyı kaleme alma nedenlerim olmuştur.
4 Mevsim
Mevsimlerin ekonomisi, ekonomilerin mevsimi. İnsanlar, şirketler, şehirler, ülkeler, kıtalar. Mevsimlerin etkisinde ekonomik faaliyetlerini şekillendirmişlerdir. Mevsimler, insanların fizyolojik ve psikolojik durumlarına da etki ederek ekonomik faaliyetlerin şekillenmesinde baş faktör olarak yer almışlardır.
Vivaldi de “4 Mevsim” adlı eserinde bu mevsim etkisine aşağıda anlattığım şekilde yer vermiştir.
İlkbahar bölümü; İlk konçerto için seçilen mi majör ton, ilkbahar mevsiminin saf ve sıcak ışığını anlatır.
Yaz bölümü; Sol minör, yaz gibi yumuşak ama aynı zamanda hüzünlüdür; bizi sıcağıyla sarsa da yerini sağanak yağmurların haber verdiği yaz mevsimine bırakır.
Sonbahar bölümü; İşte bizi kırsala, önce hasada, en sonunda da avlanmaya ve köpek havlamalarına götüren Fa majör.
Kış bölümü; Fa minör notanın ıssızlığı ve donmuş toprağa yağan yağmur, sert kış iklimini ortaya koyuyor.
Sektörlerin Mevsimler Açısından Değerlendirilmesi
Ekonomiler açısından mevsimlere verilen duyarlılık tüm ülkeler bakımından yapılan faaliyetlerin verimliliği ve analizi için büyük önem arz etmektedir. Bu duyarlılık yaşanılan coğrafyadaki görülen mevsim sayısı, mevsimlerin süresi gibi birçok değişkene bağlı olarak farklılık göstermektedir.
Bu çalışmamda bahsettiğim mevsimsel duyarlılığa göre şekillenen ekonomik faaliyetler ve bunun sonucuna değinirken bunu sadece ülkemiz özelinde değil aynı zamanda genel küresel ekonomik durumla da açıklamaya çalışacağım.
Büyük ve geniş coğrafyası ile Türkiye, dört mevsimin yaşandığı bir ülke konumunda bulunmakta. Havanın durumu ve iklim koşulları, vatandaşların davranışları ve tercihleri üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır.
Ülkemizde birçok sektör bulunmakla birlikte genel anlamda ekonomiyi sanayi, tarım, turizm, inşaat ve hizmet sektörleri gibi 5 ana gruba ayırabiliriz. Bu 5 ayrı grupta toplamamız analiz yapmamızı kolaylaştıracaktır.
Ekonomik verilerin daha sağlıklı ve yönlendirici bir güce sahip olması için mevsimsellik etkisi yorumlama yaparken dikkate alınması gereken güçlü bir faktördür.
Belki de İbn-i Haldun’cu bir yaklaşım gibi hava sıcaklıkları ve yaşanılan çevrenin insan anatomisi ve kararlarına etki ettiğini şu şekilde genel bir durum tespiti ortaya koyarak başlayabiliriz.
Hava durumunun, iklimin ekonomiyi yönlendirme etkisi; kendini daha çok turizm ve tarım sektörlerinde gösterse de alt kırılımlarda birçok alana etki etmektedir. Turizm açısından yaz ve kış turizminin bir arada bulunduran ülkeler çok fazla mevsimsel farklılık yaşamadan ekonomilerine turizm katkısı sağlayabilmektedirler. Bununla birlikte sadece yaz veya sadece kış turizmine sahip olan ülkeler turizm gelirleri ve bunların aylara dağılımında dalgalanmalar yaşamaktadırlar. Tarım açısından ise yaz mevsimi tarım hasadının en üst seviyeye çıktığı ve tarımsal ürünlerin fiyatlarının en düşük olduğu aydır. Hava durumunu sadece turizm ve tarımla ilişkilendirmemiz doğru olmaz. Başka örnekler vermek gerekirse sanayi sektöründe tedarik zincirinin devamlılığı açısından hava koşulları büyük önem arz etmekte, bunun yanında Türkiye’de çok aktif olan hizmet sektörü açısından da hava koşulları kişilerin tercihlerini ve bu tercihlerine ulaşma şartlarını etkileyebilmektedir.
Kış mevsimi ve kış ayları ise genel anlamda daha durgun ve ekonomik faaliyetlerin daha yavaş ilerlediği bir dönem olarak adlandırılabilir. Artık yılsonuna yaklaşılmış olması ve yeni yılın ilk aylarının daha temkinli geçirilmesi nedeniyle bu anlamda farklılık arz eder. Ülkemizde kış ayları Otomotiv sektörünün hava durumundan bağımsız olarak tamamen takvimsel etkiyle yılsonu otomotiv kampanyaları ya da yeni yıl otomotiv kampanyaları ile aralık ve ocak ayları gayet hareketli geçer. Tam tersi bir açıdan da yaz aylarının hareketliliği ve gezmeyi teşvik eden enerjisi ile talebin yüksek olması ile otomotiv fiyatlarını arttırdığı görülmektedir.
İlkbahar mevsimi ise artık doğanın canlandığı ve insanların fizyolojik olarak daha hareketli bir döneme geçtiği aşamayı gösterir. Değişik bir bakış açısı olarak şunu söyleyebiliriz ki ülkemizde genel anlamda beyaz eşya satışlarının en yüksek olduğu dönemler ilkbahar mevsimi ve yaz mevsiminin ilk aylarıdır. Bunun nedeni ise ülkemizde düğünler genel anlamda yaz aylarında olmaktadır ve evlenecek olan çiftler beyaz eşyalarını ilkbahar aylarında veya yaz mevsiminin ilk aylarında temin etmektedirler. Aynı zamanda ilkbahar ayları turizmcilerin yavaş yavaş yaz mevsimi için hazırlıklara başladığı ve ekonominin hareketlenme durumuna geçtiği aylardır. Yeni yaz sezonu için yenileme, tadilat ve tamirat çalışmaları, işler için yeni personel istihdamı ekonomiye hareket kazandırmaktadır.
Sonbahar ayları ise ülkemizde biraz daha fiyat farklılıklarının yaşandığı dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Eylül ayında okulların açılması bir ekonomik hareketlilik yaratmakla birlikte enflasyonist bir etki de yaratmaktadır. Aynı zamanda Ekim ve kasım aylarında da kışlık kıyafetlerin yeni sezona çıkması enflasyonist bir etki ile kendini göstermektedir.
Sonuç Yerine
Vivaldi’nin 4 mevsim konçertosundaki mevsimler arası geçiş ve onu ruhunuzda hissetmeniz gibi ekonomiler açısından da o geçiş mevsimler itibariyle kendini göstermektedir. Mevsimsellik, mevsim etkisi; belirli sektörlerdeki aynı dönemlerde süregelen dalgalanmaları ve bir düzen içerisindeki gerçekleşen döngüleri açıklar. Eğer olağandışı bir dış etki gelişmemişse her yıl aynı dönem ve mevsimlerde bu etkiler görülür. İşte öngörülebilir döngü budur. Ülkeler, bireyler, şirketler hepsi bu öngörülebilir döngü sistemi içerinde ekonomik faaliyet ve düzenlerini bu şekilde organize ederler. İnsan doğası ve iklim koşulları binlerce yıldır oluşmuş olan bir uyumlaşma süreciyle ne zaman ne yapacağını bilecek şekilde ekonomik sürdürülebilirliği yönetmektedirler.