318 Seri No.lu GVK Genel Tebliğinin Sosyal İçerik Üreticileri İçin Getirdikleri
Günümüzde birçok ticari işletme marka ve ürünlerinin tanıtımını ve ürün satışlarını youtube, facebook, instagram, twitter gibi yüksek sayıda kullanıcısı bulunan sosyal medya platformlarında verdikleri reklamlar aracılığı gerçekleştirmekte olup anılan platformlardan verecekleri reklamları daha geniş kitlelere ulaştırmaları için genellikle sosyal medya fenomeni (influencer) olarak bilinen takipçi sayısı yüksek sosyal içerik üreticilerini ücreti mukabili kullandıkları görülmektedir.
Sosyal içerik üreticilerinin elde ettiği söz konusu gelirlerin son yıllarda dikkate değer rakamlara ulaşması ve vergi mevzuatımızda bu gelirlerin vergilendirilme şekline ve içeriğine ilişkin özel bir düzenlemenin bulunmayışı hususları, bu kazançların vergiye tabi bir kazanç olup olmadığı, vergiye tabi bir kazanç ise ne şekilde vergilendirileceği sorularını beraberinde getirmiştir. Kazanç türünün ticari kazanç olduğunu savunanlar olduğu gibi serbest meslek kazancı olduğunu (bu görüşü savunanlardan bir kısmı ise elde edilen serbest meslek kazancının Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan “Telif Kazançları İstisnası” kapsamına girdiğini ileri sürmüştür.) savunanlar olmuştur.
Vergi idaresi ise vermiş olduğu özelgelerde söz konusu faaliyeti, arızi olarak yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın ticari kazanç olarak nitelendirilmiştir. Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığının13.11.2019 tarih ve 50426076-120[37-2019/20-727]-E.129069 sayılı özelgesi, Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığının17.11.2020 tarih ve 11355271-120.01[37-2020/22]-E.50644 sayılı özelgesi ve Burdur Defterdarlığının 18.12.2020 tarih ve 43456486-130-13882 sayılı özelgesi bu kapsamda verilecek örneklerdir.
Vergi idaresinin görüşü üzerine mükellefler nezdinde geçmişe yönelik yapılan gelir vergisi, katma değer vergisi ve gelir stopaj vergisi tarhiyatları, tartışmaları beraberinde getirerek bu kapsamda vergisel düzenleme yapma ihtiyacı doğurmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda sosyal içerik üreticileri için vergilendirilme şekli 14.10.2021 tarihi itibariyle kabul edilen 7338 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen Mükerrer 20/B maddesi ile önemli bir değişikliğe uğramıştır. Bahse konu madde hükmü aşağıdaki gibidir:
MADDE 2- 193 sayılı Kanuna mükerrer 20 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası:
MÜKERRER MADDE 20/B- İnternet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır.
Bu istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır.
Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür. Bu tutar üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz.
Mükelleflerin birinci fıkra kapsamı dışında başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel değildir.
Birinci fıkra kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini ikinci fıkrada belirtilen şartlara göre tahsil etmeyenler bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.
İstisnaya ilişkin şartların taşınmadığının tespit edilmesi halinde eksik tahakkuk etmiş olan vergi, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.
Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan tevkifat oranını her bir faaliyet türü için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Anılan düzenlemeye göre internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar ticari kazanç Kabul edilmekle birlikte, gelir vergisinden istisna edilmiş olup bunun yerine anılan gelirler üzerinden % 15 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması uygulamasına geçilmiştir.
Söz konusu istisna düzenlemesinin usul ve esasları ise 318 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile düzenlenmiştir. Bahse konu Tebliğ düzenlemesine göre;
İstisnadan, internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştiren gerçek kişiler yararlanabilecek olup, istisna uygulamasında mükelleflerin tam veya dar mükellef olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. İstisnadan yararlanabilmek için bahse konu faaliyetlerde bulunan kişilerin bu faaliyetleri sonucu elde edecekleri tüm hasılatı tahsil etmelerini teminen Türkiye’de kurulu bankalarda hesap açmaları şarttır. Ayrıca istisnadan faydalanmak isteyen mükelleflerin ikametgâhlarının bulunduğu yerdeki tarha yetkili vergi dairesine başvurarak istisna kapsamındaki faaliyetine ilişkin olarak ilgili vergi dairelerinden Tebliğ Ekinde yer alan (Ek-1) “193 Sayılı Kanunun Mükerrer 20/B Maddesi Uygulamasına İlişkin İstisna Belgesi”ni (İstisna Belgesi) almaları gerekmektedir. Vergi dairelerinden temin edilen istisna belgeleri, madde kapsamında istisna edilen faaliyetlerle ilgili hasılatın tahsil edileceği banka hesaplarının açılışında kullanılacaktır. Mükelleflerin bankalardaki mevcut hesapları da istisna belgesinin ilgili bankaya ibrazı suretiyle, münhasıran bu faaliyetlere ilişkin hasılatın tahsili amacıyla kullanılabilecektir.
İstisnadan yararlanabilmek için istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılat toplamının 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması şarttır. İstisna uygulamasında söz konusu tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarın aşılıp aşılmadığı, takvim yılı sonu itibarıyla her bir yıl için ayrı ayrı değerlendirilecektir.
İstisna şartlarını haiz mükelleflerin, istisna kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle elde ettikleri kazançlar için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecek, diğer gelirleri nedeniyle beyanname verilmesi halinde bu kazançlar beyannameye dâhil edilmeyecektir. Bununla birlikte takvim yılı içerisinde istisnadan faydalanmak isteyen mükellefler, başvuruda bulundukları vergi dairelerinden istisna belgelerini almalarını müteakip;
- a) Yeni hesap açılışında bankalarda hesap açtırdıkları tarih itibarıyla istisnadan faydalanabileceklerdir.
- b) Mevcut hesaplardan münhasıran istisna faaliyetlere ilişkin hasılatın tahsili amacıyla kullanılacak hesaplar için ise mevcut hesabın bu amaçla kullanılacağına dair istisna belgesinin bankaya ibraz edildiği tarih itibarıyla istisnadan faydalanabileceklerdir.
Mükellefler, takvim yılı başı ile istisnadan faydalanabilecekleri tarih arasındaki kıst dönem faaliyetleri için ise yıllık gelir vergisi beyannamesi ve geçici vergi beyannamesi verecekler, bu kişilerin söz konusu dönem için defter tasdik ettirme, defter tutma (defter-beyan sistemine kaydolma/elektronik defter tutma) ve belge düzenleme zorunlulukları da bulunacaktır.
İstisna şartlarının ihlali nedeniyle yıllık beyanname verilmesi durumunda, 193 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde sayılan giderler ile 89 uncu maddesinde yer alan indirimler beyannamede beyan edilen gelirden indirim konusu yapılabilecektir. Söz konusu giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için 213 sayılı Kanunda belirtilen belgelerle tevsik edilmesi şarttır.
İstisnadan faydalanma şartlarını kaybeden veya istisna şartlarını ihlal eden mükelleflerin istisnadan faydalanılamayan dönemler için geçici vergi beyannamesi verme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Madde kapsamında istisna edilen faaliyetlerin yanı sıra mükelleflerin ticari kazanç yönünden başka faaliyetlerinin bulunması halinde ise istisna dışı diğer faaliyetler nedeniyle geçici vergi beyannamesi verme yükümlülüğü devam edecektir.
Bankalar tarafından 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesi kapsamında elde edilen hasılat tutarı üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağından, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapmakla yükümlü olanlarca istisnadan faydalananlara bu faaliyetleri nedeniyle yapılacak ödemelerden ayrıca gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Diğer taraftan mükerrer 20/B maddenin beşinci fıkrasına göre, madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini ikinci fıkrada belirtilen şartlara göre tahsil etmeyenlerin bu istisnadan faydalanamayacakları hükme bağlanmış ve bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesi kapsamında kazanç elde eden ve aynı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşması nedeniyle istisnadan yararlanamayacak olan mükelleflerin, Kanunun 94 üncü maddesi kapsamında ücret, kira gibi yapacağı ödemeler üzerinden tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Münhasıran mükerrer 20/B maddesinde istisna edilen türdeki faaliyetlerde bulunan mükelleflerden istisnadan faydalananların yıl içindeki kazançları toplamının 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin dördüncü gelir diliminde yer alan (2022 yılı için 880.000 TL) tutarı aşıp aşmadığına bakılmaksızın, defter tasdik ettirme, defter tutma (defter-beyan sistemine kaydolma/elektronik defter tutma) ve belge düzenleme zorunluluklarının kaldırılması uygun görülmüştür. ezkûr madde kapsamında istisna edilen faaliyetlerin yanı sıra mükelleflerin ticari, zirai veya serbest meslek kazancı yönünden başka faaliyetlerinin bulunması halinde, defter tasdik ettirme, defter tutma (defter-beyan sistemine kaydolma/elektronik defter tutma) ve belge düzenleme zorunlulukları devam etmektedir. Başkaca faaliyetleri nedeniyle mükellefiyeti bulunan ve defter tutan mükelleflerin, istisna kapsamında bulunan ve bulunmayan faaliyetlerine ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, istisna kapsamındaki faaliyete ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtlarının da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir. Mevcut istisna uygulaması kapsamında icra edilen faaliyet ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan hasılatın toplam hasılat içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılacaktır. Bu dağıtım sonucunda müşterek genel giderlerden istisna kapsamındaki faaliyete düşen pay, diğer faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazancın ve matrahın tespitinde dikkate alınmayacaktır.
İstisnadan faydalanmakta iken takvim yılı içerisinde mevcut istisna uygulamasından vazgeçmek isteyen mükellefler, bağlı bulundukları vergi dairesine bu durumu bildirdikleri tarih itibarıyla istisna kapsamından çıkabileceklerdir. Mükelleflerin yıllık gelir vergisi beyannamesi ve geçici vergi beyannamesi verme yükümlülükleri ile istisnadan vazgeçtikleri tarihten itibaren on gün içerisinde defter tasdik ettirme ve belge düzenleme yükümlülükleri başlayacaktır. İstisnadan ayrılma tarihinden takvim yılının son günü arasında geçen kıst dönem için yukarıda sayılan beyannameler mükellefler tarafından bağlı bulunulan vergi dairelerine verilecektir.
Türkiye’de kurulu bankalarda hesap açılmadığı, elde edilen hasılatın tamamının açılan banka hesabına yatırılmadığı veya eksik yatırıldığı veya istisnaya ilişkin şartları taşımamasına rağmen istisnadan faydalandığı tespit edilen mükelleflerin söz konusu kazançlarına ilişkin olarak eksik tahakkuk etmiş olan vergi, mükellefin bağlı bulunduğu yerdeki vergi dairesi tarafından vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil edilecektir. İstisna kapsamındaki faaliyetlerde bulunan ancak bazı dönemlerde istisna şartlarını sağlamadığı tespit edilen mükelleflerse, şartları haiz olmadıkları dönemler için istisnadan faydalanamayacak, şartları sağladıkları dönemler için ise istisnadan faydalanabileceklerdir.